anti nükleer antikor testi ana ahkkında bilgi veriyor

Antinükleer antikor testi

Antinükleer antikor testi , antinükleer antikorlara (ANA) bakan bir kan testidir. 

ANA, vücudun kendi dokularına bağlanan bağışıklık sistemi tarafından üretilen antikorlardır. Antinükleer antikor testi, hücrenin çekirdek adı verilen bir kısmına bağlanan antikorları arar. Tarama testi, bu tür antikorların mevcut olup olmadığını belirler. Test ayrıca titre adı verilen seviyeyi ölçer. Test pozitifse, spesifik antijen hedeflerini belirlemek için bir test paneli yapılabilir. Bu, ANA panelidir.

Alternatif İsimler ANA; ANA paneli; ; SLE – ANA; Sistemik lupus eritematozus – ANA

Antinükleer Antikor Testi Nasıl Yapılır?

Damardan kan alınır. Çoğu zaman, dirseğin iç kısmında veya elin arkasında bir damar kullanılır. Bölge mikrop öldürücü ilaç (antiseptik) ile temizlenir. 

Antinükleer antikor testi kan örneği alınarak bu kan örneği içerisinde antinükleer antikor düzeyi ölçülerek yapılır.

Test özel bir hazırlık gerektirmez. 

İğne ile kan alındığında iğnenin battığı bölgede hafif bir ağrı veya acı hissedebilirsiniz. Kan alındıktan sonra bölgede biraz zonklama hissedebilirsiniz. Bunların tamamı kısa süre içerisinde kendiliğinden düzelecektir.

Laboratuvara bağlı olarak, test farklı şekillerde işlenebilir. Bir yöntem, bir teknisyenin bir kan örneğini ultraviyole ışık kullanarak mikroskop altında incelemesini gerektirir. Diğeri sonuçları kaydetmek için otomatik bir cihaz kullanır.

ANA Testine Nasıl Hazırlanılır ?

Özel bir hazırlık gerekli değildir. Ancak doğum kontrol hapları, prokainamid ve tiyazid diüretikleri gibi bazı ilaçlar bu testin doğruluğunu etkiler. Dokorunuzun aldığınız tüm ilaçları bildiğinden emin olun.

ANA Testi  Neden Yapılır?

Özellikle sistemik lupus eritematozus gibi otoimmün hastalık belirtileriniz varsa bu teste ihtiyacınız olabilir.  Artrit, döküntüler veya göğüs ağrısı gibi açıklanamayan semptomlarınız varsa bu test yapılabilir.

anti nükleer antikor ana testi hakkında bilgi veriyor

SLE nedir?

Sistemik lupus eritematozus (SLE), lupusun en yaygın türüdür. SLE, bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırdığı, etkilenen organlarda yaygın iltihaplanma ve doku hasarına neden olduğu bir otoimmün hastalıktır. Eklemleri, cildi, beyni, akciğerleri, böbrekleri ve kan damarlarını etkileyebilir. Lupus için bir tedavi yoktur, ancak tıbbi müdahaleler ve yaşam tarzı değişiklikleri onu kontrol etmeye yardımcı olabilir.

SLE’nin ciddiyeti hafiften hayati tehlikeye kadar değişebilir. Uygun tıbbi bakım, koruyucu bakım ve eğitim alan lupuslu kişiler, işlev ve yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.

SLE’ye ne sebep olur?

SLE’nin nedenleri bilinmemektedir, ancak çevresel, genetik ve hormonal faktörlerle bağlantılı olduğuna inanılmaktadır.

İşaret ve belirtiler nedir?

SLE’li kişiler yorgunluk, deri döküntüleri, ateş ve eklemlerde ağrı veya şişlik gibi çeşitli semptomlar yaşayabilir. Bazı yetişkinlerde ara sıra, alevlenme adı verilen bir SLE semptomları dönemleri görülebilir,  hatta bazen aradan yıllar geçtikten sonra meydana gelebilir ve diğer zamanlarda   remisyon olarak adlandırılan semptomların olmadığı zamanlar olabilir. Bununla birlikte, bazı yetişkinler yaşamları boyunca SLE alevlenmelerini daha sık yaşayabilir.

Diğer semptomlar arasında güneş hassasiyeti, oral ülserler, artrit, akciğer problemleri, kalp problemleri, böbrek problemleri, nöbetler, psikoz ve kan hücresi ve immünolojik anormallikler sayılabilir.

SLE’nin komplikasyonları nelerdir?

SLE’nin bir kişinin hayatı üzerinde hem kısa hem de uzun vadeli etkileri olabilir. Erken tanı ve etkili tedaviler, SLE’nin zararlı etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir ve daha iyi işlev ve yaşam kalitesine sahip olma şansını artırabilir. Bakıma yetersiz erişim, geç tanı, daha az etkili tedaviler ve terapötik rejimlere zayıf uyum, SLE’nin zararlı etkilerini artırabilir, daha fazla komplikasyona ve ölüm riskinde artışa neden olabilir. 

SLE, bir kişinin fiziksel, zihinsel ve sosyal işleyişini sınırlayabilir. SLE’li kişilerin yaşadığı bu kısıtlamalar, özellikle yorgunluk yaşarlarsa yaşam kalitelerini etkileyebilir. Yorgunluk, SLE’li kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen en yaygın semptomdur. 

Tedavi rejimlerine uyum, özellikle doğurganlık çağındaki (15 ila 44 yaş arası) genç kadınlar arasında sıklıkla bir sorundur. 

Normal Sonuçlar

Bazı normal insanlar düşük ANA seviyesine sahiptir. Bu nedenle, düşük bir ANA seviyesinin varlığı her zaman anormal değildir.

ANA, bir “titre” olarak rapor edilir. Düşük titreler 1:40 ila 1:60 aralığındadır. DNA’nın çift sarmallı formuna karşı da antikorlarınız varsa, pozitif bir ANA testi çok daha önemlidir.

ANA’nın varlığı, sistemik lupus eritematozus (SLE) tanısını doğrulamaz. Bununla birlikte, ANA eksikliği bu tanıyı çok daha az olası kılar.

ANA en sık SLE ile tanımlansa da, pozitif bir ANA testi aynı zamanda diğer otoimmün hastalıkların bir işareti olabilir.

Normal değer aralıkları, farklı laboratuvarlar arasında biraz farklılık gösterebilir. Özel test sonuçlarınızın anlamı hakkında dotorunuzla konuşun.

Yukarıdaki örnekler, bu testlerin sonuçları için ortak ölçümleri göstermektedir. Bazı laboratuvarlar farklı ölçümler kullanır veya farklı numuneleri test edebilir.

Daha fazla bilgi almak için pozitif ANA testi ile kan üzerinde başka testler yapılabilir.

Antinükleer Antikor Testi Anormal Sonuçları Ne Anlama Geliyor?

SLE tanısını koymak için ANA’nın yanı sıra bazı klinik özelliklerin de bulunması gerekir. Ek olarak, belirli spesifik ANA antikorları tanıyı doğrulamaya yardımcı olur.

Kanda ANA varlığı, SLE’nin yanı sıra başka birçok bozukluğa da bağlı olabilir. 

Otoimmün Hastalıklar ; 

Mikst bağ dokusu hastalığı

İlaca bağlı lupus eritematozus

Miyozit (inflamatuar kas hastalığı)

Romatizmal eklem iltihabı

Sjögren sendromu

Sistemik skleroz (skleroderma)

Tiroid hastalığı

Otoimmün hepatit

Lenfoma

Enfeksiyonlar 

EB virüsü

Hepatit C

HIV

Parvovirüs

Yorumlar

  • 29 Mayıs 2023
    Ali Akcan

    Ankara’dan Ali Akcan. 57 yaşında yım. 29 yaşında tip 1 diyabet teşhisi konuldu. 2016 yılında biyelsiroz, sedef teşhisi konuldu.Diyabetin tipi (1,2) peptid seviyesine bakılarak tespit edildiği bilinir. Bu tespit yapılabildiğine göre tip 1 diyabet bünyesel (dış etkenlerden; uykusuzluk, düzensiz öğünler, korku gibi) mi, genetik mi (doğuştan) mı kaynaklıdır? Bu tespit yapıla bilir mi? Yapılırsa hangi tetkiklerle yapılır?Ankara’da çoğu kamu hastanesi Endokrinoloji poliklinikleri bu soruma “bu tespit yapılamaz” ya da “hastalığın bir çok faktörünün olduğu” cevabını verdiler.Sadece İstanbul’dan endokrinolog uzmanı hocam bu tespitin otoantikor tespiti ile yapılabileceğini, ancak zamanın çok geçtiğinden anlamlı olmayacağını söyledi.
    Sonuçta bu test yapılsa bile rahasızlığımın (tip 1brittle diyabet)bünyesel (dış etkenlerden; uykusuzluk, düzensiz öğünler, korku gibi) mi, genetik mi (doğuştan) mı kaynaklı olduğu teşhis edilemez mi? Benim için çok önemli.
    Yardımcı olursanız çok sevinirim. Saygılar.

  • 10 Kasım 2023
    Hekimoğlu Görüntüleme

    Malesef bunlar tesbit edilemez.

Görüşlerinizi bildiriniz.